gencmanifesto kurulduğundan bu güne 33 ülke tarafından okuyucu bulmuştur. Aşağıda göreceğiniz sayacturka tarafından bu tesbitler yapılmıştır. Bu blogun hiçbir siyasi güç ile uzaktan yakından alakası yoktur. Tek amacı Türk Gencini daha iyi bir noktaya taşımaktır.

genmanifesto
genckalem92@gmail.com

desteklerinizi bekliyoruz

6 Ekim 2009 Salı

Elif Şafak ve Türk Edebiyatı

Sincan İstasyonu Aylık Edebiyat Dergisi’ nden
Eylül (2009) Sayısı
Yaz aylarına girildi. Herkes deyim yerindeyse sahillere akın etti. Bu akınlar konusunda dikkatimi çeken hususta ekonomik krizin olmasına rağmen insanların ellerindeki kitaplar oldu. Belki çoğu yazarımıza veya kitapçılara sorduğumuzda satışların sıkıntısından yakınırlar lakin bazı yazarlar hariç. İnsanların ellerinde gördüğüm kitap ise genellikle Elif Şafak' ın son kitabı Aşk oldu.
Strasbourg doğumlu Elif Şafak ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdi, yüksek lisansını aynı üniversitede Kadın Çalışmaları Bölümü’nde, doktorasını ise siyaset bilimi alanında tamamladı. İlk öykü kitabı Kem Gözlere Anadolu’yu 1994’te yayımladı. İlk romanı Pinhan’la 1998 Mevlana Büyük Ödülü’nü aldı. Bunu Şehrin Aynaları ile Türkiye Yazarlar Birliği Ödülü’nü kazandığı Mahrem izledi (2000). Ardından her ikisi de çok satan ve geniş bir okur kesimine ulaşan Bit Palas (2002) ve İngilizce kaleme aldığı Araf (2004) yayımlandı. Med-Cezir’de (2005) kadınlık, kimlik, kültürel bölünme, dil ve edebiyat konulu yazılarını topladı. 2006’da senenin en çok okunan kitabı olan Baba ve Piç yayımlandı. Ardından aylarca satış listelerinden inmeyen ilk otobiyografik kitabı Siyah Süt’ü (2007) yazdı.
Düzenli olarak Habertürk gazetesinde yazan, makaleleri yabancı gazete ve dergilerde çıkan ve yirmiden fazla dile çevrilen Elif Şafak’ın romanları dünyanın en önemli yayınevlerinden Farrar, Straus and Giroux, Viking ve Penguin tarafından yayımlanmakta.
Son romanı Aşk, Ocak 2010´da Amerika´da Viking tarafından The Forty Rules of Love ismiyle yayımlanacaktır.
Elif Hanım' ın kendi internet sayfasından yaptığıdım bu alıntı da tıpkı kitabını elime alıp da ilk sayfasını çevirdiğimde ki şaşkınlığımı yaşadım. Bilmiyorum siz de fark ettiniz mi ama bilmiyorum özgeçmişinin sonunda son romanının Amerika' da yayınla cağından bahsediyor. Bunda ne var, diyebilirsiniz. Fakat kitabı elinize alıp da ilk sayfasını çevirdiğinizde anlıyorsunuz ki bu kitap da Elif Hanım' ın diğer bir kaç romanı gibi başka dillerde yazılmış. İngilizce, Almanca veya herhangi bir başka yabancı dil fark etmez sonuçta gavurca diye tabir edilen bir dilde yazılmış. Başka bir deyişle Türkçe olmayan bir dilde.
Fakat kitabın üzerinde '' Türk Edebiyatı'' yazıyor. İşte bu husus benim dikkatimi çekiyor. Nasıl oluyor da kitabın asıl yazılmış olan başka bir dili var ama Türkçe' ye çevrilince Türk Edebiyatı oluyor. Bize öğretilen bir eserin bizden yanı Türklere özgü edebiyattan olması için öncellikle Türkçe yazılması gerekiyor. Ama Elif Şafak ' da öyle olmamış. Kitap yok satıyor fakat kimse de çıkıp demiyor bu kitap çeviri kardeşim niye orada Türk Edebiyatı yazıyor demiyor. Bu kadar da mı duyarsızız? Dünyaca ünlü olmaya aday bir yazarımız var ama çoğu kitabını ilk önce başka bir dilde yazıyor sonra Türkçe' ye çeviriyor ve buna da sessiz kalıyoruz. Aferin bize...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder