gencmanifesto kurulduğundan bu güne 33 ülke tarafından okuyucu bulmuştur. Aşağıda göreceğiniz sayacturka tarafından bu tesbitler yapılmıştır. Bu blogun hiçbir siyasi güç ile uzaktan yakından alakası yoktur. Tek amacı Türk Gencini daha iyi bir noktaya taşımaktır.

genmanifesto
genckalem92@gmail.com

desteklerinizi bekliyoruz

15 Kasım 2009 Pazar

Bir gözüm gördü, bir gözüm görmedi

Tarihlerimiz kasımı gösteriyordu. Kasım ayının o söz gelimi soğuktur, üşürsün tabularına karşın dışarıda harika bir hava vardı. Dershaneden henüz çıkmıştım. Evime doğru yürüyordum. Yolun karşısında yürüyen arkadaşıma rastladım. Bağdat Caddesi’ ne gitmeye çalıştığını öğrendim. Evimin nam-ı diğer cadde’ ye yakım olduğunu söyleyerek, ona eşlik edeceğimi söyledim. O da sevindi. Beraber nam-ı diğer cadde ye yürüdük. Cadde ye vardığımızda ‘’ Ee, sen buraları bilirsin bana yardım eder misin?’’ dedi. Arkadaşına hediye alacakmış. Kabul ettim bende işim gücüm yoktu. Başladık hediye bakmaya Boyner, Marks falan filan. Sonra aklıma Nezih geldi. Pelüş oyuncak alabilirdi. Bu fikir ona da sıcak geldi. Nezih’ e girdik ama hem zevkine hem cebine göre bir şey bulamadı. Ardından Suadiye’ ye doğru bir oyuncak mağazasının olduğunu keşfettik. Aslında bizden önce keşfedilmişti ama biz yeni gördük. Yok arkadaşım, burası da bize göre değil. Napalım, napalım? Aşağıda D&R var. Hadi oraya da bakalım. Oraya da baktık. Yeni çıkan kitaplara şöyle bir göz ucuyla baktım geçtim. Normal de adetim değildir. Oturur – aslında ayakta – tüm hepsini incelerdim. Arkadaşımın hoşlanmadığını düşünerek’’ sonra bakarım’’ dedim kendi kendime. Tam oyuncak reyonuna giderken Soner Yalçın’ ın son kitabının reklamını gördüm.

Artık dayanamadım. Dedim arkadaşa, sen git ben geliyorum. Hızlıca görevliden rica ettim kitabı. ‘’ Bu dinciler o Müslümanlara benzemiyor’’ işte bu! Bir Soner Yalçın klasiği. Başlığın albenisine bak. Tabi ki de benim için albenili. Sayfalarını hızlıca karıştırdım. İnceledim. Arkadaşı da bekletmek istemiyordum. Aldım, geçtim. O da bir pelüş oyuncak beğenmişti bi de annesi Elif Şafak’ ın ‘’ Aşk’’ ını sipariş etmiş bir elinde de o. Kasaya geldim sıra var. Ekonomik kriz var ama kasalarda da sıralar eksik olmaz. Neyse sıra geldi. Önceliği arkadaşa verdim. Sonra bana sıra geldi. Kitap 23 liraymış. Hiç bakmak aklıma gelmemişti.Bir öğrenci için pahalı değil mi? Kasiyer düşüncelerimi okumuşçasına kafa salladı.Cüzdanıma bakıyorum. Anneanneden gelen bi 20 lik bi de bozuk paralıktan 3 lira çıktı mı tamam. Çıkmasına da gerek kalmadı. D&R kartımda kullanabileceğim 3 lira çıktı şansıma. Onu da öyle hallettik.

Bir hışımla kitaba başladım. Eve geldim bu arada. Soner Yalçın yine döktürmüştü. Tahmin edersiniz. Yalnız bazı popülistlerin dikkatini çekebilecek bir paragrafa rastladım o da:

Mevlana dönemindeki ilahi ve dünyevi aşkı konu ettiği Aşk romanıyla satış rekorları kıran Elif Şafak’ ın bu rekorunu, aynı konuyu işleyerek yıllar önce Aşk Peygamberi romanıyla Nezihe Araz da kırmıştı.

Anlaşılacağı üzere aldatılmıştık, kandırılmıştık, kirletilmiştik. – Bu aralar fazla Türk filmi seyretmenin etkileri –

Sözün kısası Elif Şafak yıllar öncesinde olan bir olayı unutacağımızı sanarak bize deyim yerindeyse yutturmaya çalışıyordu.

Anneannemin bir sözü kulağıma geldi. ‘’ Bir gözüm gördü, bir gözüm görmedi.’’ Elif Hanım, gören gözüyle görmeye devam ediyor ama görmeyenle hareket ediyordu. Bunu yapan sadece o mu? Hayır!

Yıl 2006. Türkiye’ nin ilk Nobelli edebiyatçısı Orhan Pamuk
O meşhur babasının bavuluna hiç dikkat ettiniz mi?

Benim ilk göz ağrım olan temmuz 2009 sayılı Sincan istasyonu – ilk göz ağrım dememin sebebi de: ilk olarak bir yazım matbu bir dergi de yayınlanmıştı – dergisinde Osman Namdar’ ın yazısına değineceğim.

Babamın bavulu aslında kimin bavulu? Başlıklı yazısında bir paragrafta diyor ki:

Konuşma metni Nobel internet sayfasında var; kitap olarak basıldı, gazetelerde, dergilerde de gördük. Bu konuşmadaki bavul hikayesi de Amin Maalouf’ un Yolların Başlangıcı kitabından aldığı söylendi. ( … ) Ya bir metin, başka bir yazarın, bir öyküsündeki olayların akışı, kurgusu ve metniyle baştan sona benzerlik içeriyorsa; Babamın bavulu gibi

Görüldüğü üzere biri Nobelli yazarımız, biri dünyaca ünlü bir başka yazarımız ama ikisinin de bir gözü görüyor, bir gözü görmüyor.

15,11,2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder