gencmanifesto kurulduğundan bu güne 33 ülke tarafından okuyucu bulmuştur. Aşağıda göreceğiniz sayacturka tarafından bu tesbitler yapılmıştır. Bu blogun hiçbir siyasi güç ile uzaktan yakından alakası yoktur. Tek amacı Türk Gencini daha iyi bir noktaya taşımaktır.

genmanifesto
genckalem92@gmail.com

desteklerinizi bekliyoruz

18 Kasım 2009 Çarşamba

Şıklar arasına sıkışan hayatlar 2 – Mücadeleye devam

Hatırlarsınız belki Şubat 2009’ da şıklar arasında sıkışan hayatlar adı altında bir yazı kaleme almıştım. Oldukça destek gören bu yazımı daha zenginleştirerek devam etmek istiyorum

Kendimden örnek vererek başlayayım. Benim okulum 7.30 da başlıyor. Bu saatte başlayan okuluma yetişmek için 6.30 da duraktan geçen otobüse binmem gerekiyor. Hayliyle 5.30 da da kalkmam. Yani benim hayatım 5.30 da başlıyor. Kahvaltıydı, çeşitli ihtiyaçlardı derken 6.30 da durakta oluyorum ve otobüs bekliyorum. 7.30 da okulda olarak eğitimime başlıyorum. Okulum 1.10 da bitiyor. Ev de olmak 2.10 – 2.30 arası değişiyor. bir şeyler yiyorum biraz olsa dinleniyorum hemen dershaneye. Dershane 4.30 da başlıyor. 7.30 da bitiyor. Ev de olmam 8. Biraz dinlenme ve yemekten sonra test çözme vakti. 9 da başlanılan çalışmaya 11 gibi son veriyorum. Çeşitli ihtiyaçlardan sonra 11. 30 da uyuma vakti.

Bu nasıl bir hayattır böyle? Adama akıllı gezme, tozma yok. Hayatı tanımaya dair bir şey yok. Sevgili felan zaten olmasına imkan yok. Onu bırakın kitap okumaya bile vakit yok. Dergi, gazete gibi medya organlarını bile okumaya vakit yok. Bu arada değinmeyi unuttum okulda üç adet teneffüsümüz var. Bunlardan ikisi 10 biri 5 dk lık teneffüsler. Ayrıca dershanede de iki adet 10 dk lık teneffüs. Bu nasıl bir hayattır soruyorum size? İşin gezmesini tozmasını bir kenara bırakın - genç değiliz ya hakkımız yok böle şeylere kırkımıza geldiğimizde geziceğiz ya da emekli olunca ikinci bahar kısmetse, izdivaca katılırız artık, sonra bir de üç çocuk - bir gencin kitap okumaması ne demektir? Kitap okumayan bir gençlik. Sonra diyorlar ki gençlerimiz kitap okumuyor. Neden acaba? Öyle lafı ortaya atmak kolay. Gençlerimiz hangi arada okuyacak sorarım size? Üç beş tane soruyla nereye kadar?

Kendi hayatımdan örneklerle devam edeyim. Günde okulda da boş bıraktıklarını sayarsak ki bu aralar hocaların çoğu hasta olduğundan gelmediğini de düşünürsek – hocalar bile gelmiyor öğrenciler geliyor ama hala okullar tatil edilmiyor – dershaneydi ev di yaklaşık bi 300 soru çözmüş oluyorum. Matematikti, geometriydi bunlar gibi sayısal derslerin sorularını çözerken 1 dk gibi bir süre harcıyorum ki bu gayet normal, sözel derslerde daha hızlıyım. 150 sayısal ve 150 sözel soru çözdüğümü düşünürsek 150 dk sayısallara gidiyor bi 100 dk gibi de sözellere gidiyor. Yani yaklaşık 250 dk bu da 4 st 10 dk gibi bir süre yapıyor. Şimdi tekrar size soruyorum. Bir sayfayı kaç dk da okuyorsunuz? 1 olmadı 2 diyelim geniş hesaplayalım. Test çözmek yerine kitap okusak günde 125 sf kitap okumuş okuyoruz. Öss ye yılda bir milyondan fazla insanın girdiğini düşünürsek herkesin test çözmek yerine kitap okuduğunu da düşünürsek. En fazla 2 yılda çağ açarız.

Çoğu kişinin de bilindiği üzere çok önceleri yapılmış ama sonuçları aynı kalan bir anket vardır. Bu ankete göre Türkiye’ de 6 kişiye 1 kitap bile düşmüyordu. Ne kadar vahim değil mi? Acaba neden? Gençlerimiz okumuyor. Hemen gençlere at suçu zaten. Adamın başını kaşıyacak vakti yok bırak onu aynaya bile bakmadığından başının yerini unuttu. Sen hala gençlerimiz okumuyor. Hesaplarımız tutmasa bile günde 125 sf yerine 10 sf okusun 20 sf okusun ama okusun. Okuyamıyor. Adam da haklı.

Bir de kendi okulumda bir adet başladı. O da derse giren her hoca üç ya da dört kitap söylüyor – kendi vizyonu ve misyonuna göre – bunlardan sözlü yapacağını söylüyor. Öncelikle şimdiye kadar aklınız nerdeydi? Durdunuz, durdunuz milletin sınavlarla uğraşırken mi aklınıza geldi. Bu da bir gelişme diyelim ama bu kitapların hocanın siyasi ve Dünya görüşünü savunduğunu unutmayalım. 17 ve özellikle 18 yaşındaki gençlerin akılları yönlendirmeye çok müsaittir. Hocalar bu yaptıklarıyla gençleri kendi taraflarına çekmeye çalışıyorlar. İşte bu nokta çok yanlıştır. Tamam kitap okutulması çok doğru bir davranıştır ama öğrencilerin sınav zamanlarında bu kadar çok kitabın okutulması ve öğrencileri bu denli yönlendirici davranışlarda bulunulması çok yanlıştır. Kınıyorum.

Eğitim tarafsız olmalıdır. Evrensel olmalıdır. Bilmem bir şeyler anlata biliyor muyum? Şimdi sorarım size lise zamanının da öğrendiğiniz şeyler size şimdi işinize yarıyor mu? Oturup bir şeylerin türevini, limitini alıyor musunuz? Olmadı biyolojide, fizikte veya kimyada öğrendiğiniz şeyleri uyguluyor musunuz? Günlük basit şeylerin dışında. Oturup evinizde kimyasal deney yapıyor musunuz? Veya biyolojik herhangi bir deney. Bu dersler okullarda öğretilmeli evet katılıyorum ama insanının işine yarayacak şeyler öğretin. Tutup iç mimar olacak adama neler öğretiyorsunuz? Bu eğitim değildir arkadaş bu boşuna ameleliktir. Aynen öyle amele. Günümüz öğrencisinin bir ilkokulu bile bitirmemiş inşaat amelesinden bir farkı yoktur. Boşuna gereksiz şeyler taşıyor. Amele bile bu nokta da gerekli bir şey yapıyor. Çünkü onun taşıdıklarıyla sıcak yuvalarımız oluyor. Sakın burada amelelere insan dışında bir oluşum içine soktuğumu sanmayın. Aysun Kayacı’ nın başına gelecekler gelir maazallah başıma. Ben burada sadece bir ilkokul mezunu bile olamamış bir kişiyle lise eğitimini tamamlamaya çalışan birini karşılaştırıyorum. Ve sonuç ortada ameleler öğrencilerden daha geçerli bir iş yapıyor. T.C devletinin eğitime verdiği önem budur işte. Manzara bu neresinden bakarsanız bakın. Ah ah neredesin Atatürk? Hani sen Ey Türk Gençliği diye seslendiğin gençliğine bak ne hallere düşürdüler. Senin eserine ne yapıyorlar böyle? Her sınıfa Gençliğe Hitabeyi asan bu zihniyet senin gençliğine neler yaptırıyor.

19’ un da İstanbul’ u fetih eden komutanı çıkaran bu topraklar, 15’ in de 16’ sın da 17’ sin de Çanakkale ‘ de senin yanında şehit olanları çıkaran bu topraklar artık test çözen gençler çıkarmaya başladı.

Ey Türk Gençliği!
Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Test çözmek senin amacın değil. Test çözerek geleceğini şıklarda arama. Senin geleceğin şıklar da değil. Kitaplarda. Sakın test kitaplarıyla karışma, normaldir karıştırman bu aralar test kitaplarından başka kitap görmediğinden….

18,11,2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder