gencmanifesto kurulduğundan bu güne 33 ülke tarafından okuyucu bulmuştur. Aşağıda göreceğiniz sayacturka tarafından bu tesbitler yapılmıştır. Bu blogun hiçbir siyasi güç ile uzaktan yakından alakası yoktur. Tek amacı Türk Gencini daha iyi bir noktaya taşımaktır.

genmanifesto
genckalem92@gmail.com

desteklerinizi bekliyoruz

1 Haziran 2009 Pazartesi

Özgürlük kavramı üzerine

( … ) ‘’ Kim söyledi size benim bir gazete çıkarmaya mecbur olduğumu, Allahın emri değil ya bu, batırırız gider canına yandığımın gazetesini, gazete çıkartacağım diye mevsimleri pencereden seyredeceğim, bir de beni tehdit edeceksiniz.

Bu gazete benim değil, bu gazete kimsenin değil, bu gazete onu kim alıyorsa onun, beğenmiyor musunuz, sevmiyor musunuz, hoşunuza gitmiyor mu, bırakırsınız batar.

Gider tehdit edecek başka birini bulursunuz.

Ne fikirlerimi söyleyeyim diye bir derdim, ne gazete çıkartayım diye bir ihtirasım, ne de okuyucular tarafından tehdit edileyim diye bir arzum var. ’’ ( … )

Bu yazı 10,05,2009 tarihinde Taraf Gazetesi’ nde Ahmet Altan imzasıyla yazılmıştı. Altan, yazar bir aileden gelmektedir. Babası Çetin Altan, kardeşi Mehmet Altan …. Böyle bir ortamda yaşayan, yetişen bir insan hayliyle özgürlükçü oluyor. Her düşünceye saygılı, her düşünceye özgürce bakabilen barış güvercini misali yuvadan kanatlanıyorlar.

Altan Ailesi’ ne mensup hangi yazarımızı olursa olsun yazılarını okuduğum zaman barış duygusunu bir kez daha yaşıyorum. Lakin Ahmet Altan’ ın köşesindeki bu feryatları canımı sıktı.

Ahmet Altan bilindiği üzere bir seneyi aşkın bir süredir Taraf Gazetesi ‘ ni çıkarmakta. Bu gazete gerek haberleriyle gerek yazarlarının yazdıklarını gündemi belirledi, belirlemeye de devam ediyor. Fakat geçen gün ki feryatlar sonucun da herkesin özgürlük ve barış duygularının farklı olduğunu anladım.

Tıpkı Daniel Defoe’ nin ‘’ Adalet haksız olana zalim gelir. Çünkü, her insan kendi gözünde suçsuzdur. ‘’ sözü gibi. Herkesin kendi dünyalarında çeşitli tabular mevcut ve onları yıkmak hakikaten oldukça zor.

Daha önceden Rasim Ozan olayı ile zaten bir takım kesimlerin özgürlük kavramını öğrenmiş bulunduk. Altan olayında da bir başka kesimin özgürlük kavramını öğrettik şimdi de bir başka olay öğrendik.

İzmit İnterteks Uluslararası Fuar Alanı'nda gerçekleştirilen 1'inci Kocaeli Kitap Fuarı'nda, ‘Ergenekon Neyin Simgesi’ başlıklı panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak katılan yazar ve şair Roni Margulies, “Bu örgütlenmenin adının Ergenekon olduğunu biliyoruz. İlhan Selçuk, Mustafa Balbay, Türkan Saylan gibi isimler yakalandığında ‘Bunlar mı darbe yapacak?’ diye yaygara koparıldı” diyen Roni Margulies şöyle devam etti:

“Tabi ki darbe yapamazlar. 187 fail yakalandı. Bunlar darbe yapmayacaklardı. Bunlar sivil kısımları. Mustafa Balbay'ı Cumhurbaşkanı olarak düşünmüşler. Bu örgütlenme bugüne kadar ortaya çıkandan ibaret değil. Yaygara koparıldıktan sonra arkasından gömülü silahlar çıkıyor. Bu Ergenekon korosu, ‘özür dileriz varmış’ demiyor. Bu silahlar kendi kendilerine mi gömülüyorlar. Birileri bu silahları bir amaçla gömüyor. Darbe olacağı zaman sadece o silahlarla yapılmayacaktı. O silahlar yaşadığımız ortamı daha da karmaşık hale getirmek için oraya gömüldü. Hrant Dink'i vurmak, Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atmak gibi şeyler için konuldu o silahlar. Genelkurmay'ın söylediği açık. Şeriata karşı örgütleniyorlar. Türkiye'de şeriat tehlikesini gösterir hiçbir kanıt yok.” diyerek kendi görüşlerini belirtti. Dinleyicilere arasında bulunan ve İşçi Partili oldukları iddia edilen bir grup gençten tepkiler gelmeye başladı. Margulies'e hakaret eden ve kendilerine engel olmaya çalışan güvenlik görevlisini de tartaklayan gençler, Margulies'in elinde belge olmadan çeşitli iddialara dayanarak suçlamalar yaptığını söyledi. Adı öğrenilemeyen bir kişi ise “Bilimsel bir sosyalist ve kendisini komünist olarak tanımlayan aydın, BOP'u savunan AKP'yi destekleyemez. Siz AKP yalakası bir dalkavuksunuz” dedi. Bu sözler üzerine Margulies, “Dalkavuk dersen beni ayağa kaldırırsın” diye çıkışınca, protestocu grup bulundukları yerden kürsüye doğru yürümeye kalktı. Bu esnada panele katılanların diğer kişilerin de gençlere tepki göstermesi üzerine güvenlik güçleri olaya müdahale etti.

Yaklaşık 300 kişinin dinlediği panele katılanlar, protestocuların “27 Mayıs darbesi olmasaydı hepinizin adı Coni ve Maria olurdu” şeklindeki sözlerine tepki göstererek salonu terk ederken, protestocular kendilerini salondan çıkarmaya çalışan güvenlik görevlileriyle de yumruklaştı. Grup daha sonra fuar alanından uzaklaşırken, panelde sona erdirildi.

Anladığımız üzere herkesin özgürlük anlayışı kendine…..

01,06,2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder