Sahaf
Hayat devam ediyor. Akrep ile yelkovan birbirini kovalarken sıkışıyor hayatlarımız bu kovalamanın arasına sebepsizce. İki kapılı bir han misali bir yerden giriş, bir yerden çıkış…
Lakin dönüp arkamıza baktığımızda kalan nelerdir acaba? Evlatlar, evlatların evlatları böyle gider soy ağacı fakat ağacın sonu? Diyeceğim o ki bu fani dünyada kalmıyor insan oğlu. Yaptığı eserler deseniz bir depreme bakar. Ertesi gün yerle bir. Fakat öyle bir şey var ki şu dünyada hadislere konu olmuş, deyim yerindeyse dünyanın çivileri. Ne mi onlar? Tabi ki de ağaçlar…
Doğanın, belki de bize lütfü sayılacak armağanı. Yaşama kaynağımız, her gün nefes alıp vererek şu fani dünyada bir dakika bile daha fazla yaşamamızı sağlayan ağaçlar.. Bedenlerimizin besin kaynağı.
Bedenlerimizin besin kaynağı olmakla kalmıyor yarattıklarıyla da ruhumuzun besin kaynağı oluyorlar. Kitapların o büyülü dünyasına ulaşmamızı sağlayan ağaçlar. Bu sayede hem ruhumuzun hem de bedenimizin besin kaynağına kavuşuyor. Belki de o kitaplarda anlatılanlar ağaçların iç dünyalarıdır, belki de ağaçların gördükleri geçirdikleri, izlenimleridir kim bilir.
Kitaplarla ilgilenmek öyle kolay değildir. Hem çok zararlı hem de çok yararlı olabiliyorlar sadece kullanmasını bilmeli.
Geçen gün, adeta kitapların kullanma kılavuzu çıkarabilecek insanlardaydım. Sahaflarla….
O bilge insanlarla ya da hazineyi korumaya çalışan muhafız edasıyla bekleyen insanlarla. Bilge insanlar dememin sebeplerinden birisi ise hemen hemen hepsinin yaşlarının epeyce ileri olmasından. Ama bir o kadar da çocuksular, bir o kadar maceracı, bir o kadar hayalperest….
Hazineleri sayesinde tabi ki de.
Gençlerin özellikle şu son günlerde, Issız Adam filminden beri sahaflara olan ilgisinin artmasıyla gençleşmeye başlamış ortamlar. Lakin nereye kadar elbette gençlerin bu heveslerinde geçecek. Keşke geçmese. Bir kerecik olsun geçmese. Artık göreceğiz ne olup, ne olup olmayacağını. Değinmeden edemeyeceğim uğrayan herkese sıcak bir gülümsemelerini esirgemeyen bu insanlara bir uğrayın kitap okuma oranımız yerlerde de sürünse bile insanlık değerlerimizde sürünmüyor ya….
15,04,2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder